turuncu sabahların birinde
gözlerin açılmamış.
kaşların kukla ipi
gözlerini açıyor
gözlerin uyanıklığa asi
saçların suyun içinde
yüzmüş bütün gece
ıslı parlak.
duman içine, çek.
sıcak tuzak, yatak.
aklım nerde benim?
dudağına düşsem dengemi yitirip
aklım zaman, aklım hep sıkışık
nefes al.
birlikte uyuduğun kadın da ben
seviştiğin de
ne yavanmış önceki sabahların her biri
-bu öğlene doğru aklıma geliyor-
her gece bi’ keşif, koruma altına alınıyor
yattığımız yat-aklar,
çek-yatlar…
keşif, kum saati
zaman keşfimizin emrinde
içimden gelene değdiğin, zaman
aklım o zaman benim değil
ne özgürlük!
dudağın enseme düşse
gözün takılıp
hem uyuyakaldığın da benim
rüyalarımızda daha mı çok boğuşuyoruz insanlarla sevgilim?
yalnızız oysa senle ben
işte belleğimiz!
kent kalabalığı
aklım öyle benim bu ara
kent trafiği
oysa basıyorum gaza
yollar genişliyor ben saptıkça
hani ölmüyorum biliyorum da
nedendir,
böyle göğüs kafesime avucunun içini
bastırıyor
en kocaman hayvanın avucu ne kadarsa
en kocaman avuçlu hayvan hangisiyse
o hayvan, o avuç
ben ne kadarım?
nefes al.